Bundan milyonlarca yıl öncesinde Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ volkanik dağlarının püskürttüğü lav ve küllerle temeli atılmış olan Kapadokya, geçen zamanla birlikte rüzgâr ve yağmurun biçimlendirmesiyle günümüzdeki büyüleyici halini almıştır. Buraya adımınızı atar atmaz kendinizi farklı bir evrenin içerisinde bulacağınızdan ve her saniye bu doğal güzelliklere şaşırmaya devam edeceğinizden emin olabilirsiniz. Gelin hep birlikte bu mistik evrenin kapısını aralayalım…
Kapadokya Evleri’ni Görün
Tarihi boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Kapadokya’nın, Pers dilinde adının karşılığı ‘Güzel Atlar Ülkesi’ dir. Burada binlerce yıl öncesinde yaşayan insanlar, kayaların içini oyarak kendilerine barınak inşa etmişlerdir. Bugün bu evlerin birçoğu turizm amacıyla kullanılmaktadır. Bu evlerin düzeni, yerli halkın yaşam şekli ve kullanım biçimiyle büyük bir oranda şekillenmiştir. Buna bağlı olarak evlerdeki plan, odaların, sofanın çevresinde dizilmesiyle oluşmuştur. Evler ve avlular için kullanılan kapılar genellikle ahşap yapıdadır ve kemerli ve çeşitli motiflerle süslüdür. Bu evlerin olmazsa olması yöresel halılar, taş merdivenler, taş şömineler, topraktan yapılmış objeler ve dekoratif nişlerdir.
Burada bizi karşılayan yeraltı şehirleri ve kaya kiliseleri adeta tarihler arası gezideymişiz gibi bir his uyandırır. Burada vakit geçirdikçe, daha önce burada yaşamış olan insanların hayatlarına tanıklık ediyormuş gibi hissedebilirsiniz. İlk yerlileri zorlu hava koşullarında hayatta kalmak için mağara ve kaya altı sığınaklarında yaşamış ve kendi yaptıkları aletlerle avlanmışlardır. Sığındıkları bu yerleri yapısı elverişli olduğu için istek ve ihtiyaçlarına göre oyabilmişler, zamanla koridor ve merdivenler oluşturarak kendilerine barınmak için elverişli hale getirmişlerdir. Zamanla peri bacalarının sığınmak için de oldukça elverişli olduğunu keşfetmişler ve buralarda saklanarak savunmalarını geliştirmişlerdir. Düşmanlarının hareketlerini kısıtlamak için bazı alanları dar ve alçak şekillendirmişler, mekânları sürgü taşlarla ayırmışlardır. Herhangi bir saldırı olması durumunda da aylarca yaşamlarını devam ettirecek su ve yiyecek depoları yapmışlardır. Aynı zamanda ibadethaneleri de burada görmek mümkündür. Bu yönleriyle peri bacaları çok akıllıca planlanmış yerlerdir. Misafir odaları ise ayrı bir güzelliğiyle bizi karşılar. Gerek püsküllü perde motifleri gerekse vazo ve çizimleriyle, bu odalar muazzam bir görsel şölen oluşturmaktadır.
Uzun zaman boyunca ilgisizlikten yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kapadokya, turizme açılmasıyla şu an adeta yeniden can bulmuş durumdadır. Ayrıca yapılan otel, kafe ve restoran gibi tesisler ile yeniliklerle de buluşmuştur. Bu yeni yerler sayesinde Kapadokya’yı seyretme ve kıymetini bilme fırsatını yakalayabilirsiniz. Nox Cave Hotel de size bu fırsatı sunan yerlerden biridir. Burada güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra manzaranın büyüsüne kapılarak unutamayacağımız bir vakit geçirebilirsiniz. Akşamları ise isterseniz şömine başında kitabınızı okuyarak bu antik mağara otelinin keyfini çıkarabilirsiniz. Yolunuz Kapadokya’ya düşerse mutlaka Nox Cave Hotel’e uğrayın ve kendinizi bu antik şehrin görkemli odalarında unutulmaz bir konaklama deneyimi ile taçlandırın.
Çömlek Yapım Atölyesi’ne Gidin
Kapadokya’dan yolu geçen uygarlıklar yaşamları boyunca toprak ile birçok şey yapmış ve bu şekilde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Topraktan merdivenler, topraktan şömineler, topraktan araç gereçler, çeşitli objeler ve daha nicesi. Çömlek yapımı ise nesilden nesille aktarılan önemli bir geleneğimizdir. Kapadokya’ya gelip buranın bir parçası olan seramiğinin yapımını görmeden gitmemeniz gerekir ve bu sebeple Kızılırmak Nehri’nin iki yakasına kurulmuş Avanos’u ziyaret etmenizi de öneririz. Burada ücretsiz bir şekilde çömlek yapımı atölyelerine katılabilirsiniz. Hititlerden günümüze kadar gelmiş bu kültürel değeri gözlemleyerek buradaki ustaların eserlerini görme şansını kaçırmayın.
Güvercinlik Vadisi’nde Doğa Yürüyüşü Yapın
Toprağı tarih kokan bu şehirde her adımınızı farklı manzaralarla güzelleştirmek mümkündür. Muazzam coğrafyasıyla bizleri karşılayan Kapadokya, aynı zamanda vadileriyle de hayran bırakmaya devam ediyor. Ancak Güvercinlik Vadisi yürüyüş parkurları ve yönlendirmeleriyle size eşsiz bir doğa yürüyüşü fırsatı tanır. Bu yürüyüş için çantanızı mutlaka hazırlamalı ve yürüyüş boyunca size gerekecek malzemeleri (su, meyve vs.) almalısınız. Zira bu yürüyüş ortalama iki saat sürmektedir. Metropollerin karmaşasından, gürültü ve kirli havasından kaçmak isteyenler için Güvercinlik Vadisi’nde bir yürüyüş tam anlamıyla biçilmiş kaftan diyebiliriz. Bu vadiye uğramadan Kapadokya gezinizi sonlandırmayın.
Devrent Vadisi’ndeki Peribacaları Görün
Volkanik dağların lavlarına, küllerine maruz kalmış bu toprakların yıllar geçtikçe rüzgâr ve yağmurla şekillenişi dünyada eşi benzeri olmaz bir yapı yaratmıştır. Bu yapı öyle büyüleyicidir ki isminin Peri bacaları olmasına karar verilmiştir. İsmi kadar kendisi de hayranlık ve merak uyandıran bu yapıları bir gün gelip görmezseniz eksikliğini her daim hissedersiniz. Devrent Vadisi ise Kapadokya’nın eşsiz vadilerinden yalnızca birisidir. Burada günbatımı manzarası izlemeyi de yapılacaklar listenize ekleyebilirsiniz.
Nevşehir Müzesi’ni Ziyaret Edin
Öncelikle buranın bir açık hava müzesi olduğunu bilmelisiniz. Ve aynı zamanda arkeoloji ve etnografya müzesi olan Nevşehir Müzesi küçük bir mekân olmakla birlikte Kapadokya’da yaşamış ilk yerel halkın giysi ve avcılık/toplayıcılıkta kullandıkları aletleri barındırıyor. Aynı zamanda dönemin eserleri de burada sergilenmektedir. Bu müze yeraltı mağaralarını ve bu mağaraların gizemini de anlatıyor. Burhan Yılmaz’ın kitabı olan Agatha’dan Ergenekon’a: Büyük Türk Bilgeliği’nde bu müzeden sıkça bahsedilmektedir. Bu kitabı okuduktan sonra bilgileri gelip yerinde görerek etkilenme seviyenizi artırabilirsiniz. Burada eski döneme ait lahitler, paralar, taş eserler, savaş aletleri de görmek mümkündür. Nevşehir merkeze yolunuz düştüğünde Nevşehir Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Soğanlı Vadisi Kiliselerini Ziyaret Edin
Kapadokya tarihi manzarası ve vadileriyle tüm dünyadan turist çeker durumdadır. Bu nedenle her mevsim turistlerin gözdesi halinde, ziyaretçileriyle buluşuyor. Kapadokya Soğanlı Vadisi, Kayseri sınırlarında yer alan Yeşilhisar ilçesine bağlı bir mahallede, geniş bir ovada bulunur. Bölgede ziyarete açık 15 kiliseyle birlikte hala kayıp olduğuna inanılan 50’ye yakın kilise yer alır. Aynı zamanda bölgede satılan bez bebekler ise artık buranın kültürel miraslarından biri haline gelmiştir.
Yörede yaşayan kadınların kendi emekleriyle ürettiği bez bebekler aynı zamanda yöre halkının geçim kaynağıdır. Vadide bulunan kubbeli kilise, Soğanlı Vadisi’nin en özel yerlerinden bir tanesidir. İçerisinde tünelleri, merdivenleri ve koridorlarıyla adeta bir labirent görüntüsü oluşturur. Aynı zamanda bu kilise kayaların yontulması ile oluşmuştur. Bu kilisenin en gizemli yanı ise içerisinde yankılanan seslerin nereden geldiğinin belirlenemiyor olmasıdır.
Soğanlı Vadisi’nde 850 yılında 200’e yakın manastır ve kilise olduğu biliniyor. Ancak bunlardan yalnızca 15 tanesi günümüzde varlığını sürdürüyor. Burada yer alan Tokalı Kilisesi’nin en yüksek tonozlu ve en geniş kilise olduğu biliniyor. Gezinize Soğanlı Vadisi ve kiliselerini ziyaret etmeyi eklemediğiniz müddetçe, tam anlamıyla bir Kapadokya turu yapmış olmazsınız.
Derviş Sema Gösterilerini İzleyin
Kapadokya derviş gösterisi, bu mistik yolcuğumuzun en güzel durak noktalarından biridir. Gerek yurtdışından gelen gerekse ülkemizden bölgeye gelen ziyaretçileri büyüsüyle kendine çeken derviş sema gösterileri her yıl büyük bir ilgiyle düzenlenir. Bu ilahi gösteriler Kapadokya’nın eşsiz mağaralarında gerçekleşiyor ve 5 müzisyen, 5 semazen ve 1 semazenbaşı yer alıyor. Yaklaşık 1 saat süren gösterinin fiyatları 100 TL ila 180 TL arasında değişiklik göstermektedir.
Zelve Açık Hava Müzesi’ni Ziyaret Edin
Zelve Vadisi Kapadokya’da en uzun kullanılmış yerleşim yeridir. Aynı zamanda söylentilere göre burası Hristiyanlığın yayıldığı yerdir. Bir dönem burada kiliseler ve manastırlar yer almış ve sonrasında yerel halkın yerleşim yeri hale gelmiştir. İçerisinde yer alan kaya evleri ve Güvercinlik Vadisi sanki bir filmin içerisindeymişsiniz gibi bir his yaratır. Aynı zamanda yılın belli zamanlarında bu vadide konserlerde düzenlenmektedir. İçerisinde Zelve Açık Hava Müzesi’ni de barındırıyor. Bu müze yıl içerisinde Göreme’deki açık hava müzesinden çok daha fazla ilgiyle karşılaşıyor.
Nevşehir Kalesi’ne Çıkın
Nevşehir Kalesi gerek tarihi dokusu gerekse mistik havasıyla ziyaretçilerini büyüleyen önemli bir tarihi yapıdır. Nevşehir Kalesi’nin altında ortaya çıkan yeraltı şehri ise şu anda misafirlerinin karşısına çıkmaya hazırlanmaktadır.
Ihlara Vadisi’nde Yürüyüş Yapın ve Kamp Atın
Kapadokya’nın eşsiz vadilerinden birisi de Ihlara Vadisi’dir. Bu vadiye gelip, kulaklığınızı takıp güzel bir müzik eşliğinde yürüyüşünüzü yapabilirsiniz. Aynı zamanda dinlendirici dokusu ve muazzam manzarasıyla kampçıların da uğrak noktalarından biridir. Kamp malzemelerinizle Ihlara Vadisi’ne gelip keyifli bir gece geçirmeniz mümkündür.
Göreme Açık Hava Müzesi’ni Ziyaret Edin
Göreme Açık Hava Müzesi, kasabadan tam 2 kilometre uzaklıkta yer alır. Burası kaya yerleşimli bir yer olmakla birlikte MS 4.yy’dan 14.yy’a kadar manastır olarak kullanılmıştır. Kayaların içerisinde klişeler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur. Bu bölge Hristiyanlık tarihindeki önemli kişilerden biri olan Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından dini eğitim merkezi olarak kullanılmış, Aziz Basil’in fikirleri ilk olarak burada duyulmaya başlanmıştır. Bununla birlikte burası eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak da bilinmektedir.
Bu bölgede manastır hayatı, 1000 yıla yakın bir süre devam etmiştir. İçinde bulunan kiliselerin bazıları şunlardır: Aziz Barbara Kilisesi, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise. Yolunuz bu müzeye düşerse karşılaşacağınız ilk yapı Rahibeler Manastırı olacaktır. Burası kız öğrencilerin eğitimlerini gördüğü yerdir. 7 katlı bu yapının içerisinde yemekhane, şapel ve kilise bulunmaktadır ve katlar birbirine tünellerle bağlanmış durumdadır.
Rahibeler Manastırından çıkar çıkmaz hemen karşısında Rahipler Manastırı yer alır. Burası ise erkek öğrencilerin eğitimlerini tamamladıkları yerdir. Tıpkı Rahibeler Manastırı gibi çok katlı olmasına rağmen katlar arasındaki geçitlerdeki yıkıntılardan dolayı içerisinde birkaç oda haricinde çok fazla görebileceğiniz alan mevcut değildir. Daha sonra Aziz Basil Şapeli’ni gezebilirsiniz. Şapel kelimesi kiliseden daha küçük olan ibadethaneler için kullanılır. Şapellerde kiliseden farklı olarak mezarlıklar da yer alır. Burası isminden anlaşılacağı gibi Kayseri Piskoposu Aziz Basel için inşa edilmiştir. Narteks bölümünde ise önemli kişilerin mezarları yer alır. Mezarlığın solundan şapel kısmına geçiş mevcuttur. Burada kilisenin nef bölümü (asıl bölümü) görmeniz mümkündür. Bu bölüm oturma bölümleri ile çevrili ve duvarlara oyulu küresel bölümler (apsis) içerir. Daha sonra vadiye çıkış kısmına geçilir ve sizi mükemmel güzellikteki vadi manzarası karşılar. Burada birbirinden eşsiz fotoğraflar çekmeniz mümkündür.
Gezinin devamında Elmalı Kilisesi’ni görürsünüz. Bu kiliseye tünelden geçilerek ulaşılabiliyor. Gerek mimarisi gerekse süslemeleri ile bizleri büyüleyen bu kilise, 4 sütun ve 9 kubbeden oluşur. Her bir kubbesinin ayrı ayrı süslenmesi sizi kendine hayran bırakacak ayrıntılardan birisidir. Kiliseye Elmalı Kilise denmesinin yegâne sebebi ise ana apsisinin önünde Michael tasvirinin elinde tuttuğu nesnenin elmaya benzetilmiş oluşudur.
Gezinin bir sonraki durağı Azize Barbara Kilisesi’dir. Hristiyan olduğu için babası tarafından öldürülen ve şehit kabul edilen Mısırlı Azize Barbara adına yapılmış bu kilisede boyama tekniğiyle duvarlara işlenmiş İsa ve melek sembollerini görebilirsiniz. Ardından Yılanlı kiliseye ulaşırsınız. Yılanlı kilise adını ejderha ile savaşan Aziz George’den almıştır. Duvarlarda yer alan yeşil ejderha figürleri, zamanında yılana benzetildiği için bu adı almıştır. Son olarak Çarıklı kiliseye de uğrayarak Göreme Açık Hava Müzesi turunu tamamlayabilirsiniz. Birbirinden farklı ve önemli bu müzeleri mutlaka gezmelisiniz, bu sayede Kapadokya’nın atmosferini gerçek anlamda hissetmiş olursunuz.
Yeraltı Şehirlerini Gezin
Kendinizi mistik bir dünyanın içerisinde gibi hissettiğiniz Kapadokya’da yeraltı şehirlerini es geçmeniz sizi bu dünyadan uzaklaştırır. Bu bölgede yaşayan yerel halk zamanında olası düşman saldırılarından korunmak için yeraltı şehirleri geliştirmiştir. Burada aynı zamanda yemek ve su depoları, ibadethaneler de bulunmaktadır. Günümüzde dünyanın en büyük yeraltı şehrine sahip olan Kapadokya’ya gelip bu farklı evrenin kapılarını aralayıp buraları mutlaka gezmelisiniz.
Balon Turu Yapın
Birçoğumuz sosyal medya platformlarında rengârenk uçuşan balonların fotoğrafını görmüştür. Hatta öyle ki biraz daha eski tarihimize gittiğimizde sevdiklerimize gönderdiğimiz tebrik kartlarında, bayram kartlarında hep görmüşüzdür o renk cümbüşü içindeki muazzam manzarayı. İşte bunu Türkiye’de kanlı canlı göreceğimiz yegâne yerdir Kapadokya balon turları. Buradayken, gün doğmadan kalkıp yüzlerce sıcak hava balonunun kalkışını mutlaka izlemelisiniz. Hatta izlemekle kalmayıp mutlaka balonlardan birine binmelisiniz. Burayken yapacağınız balon turu ile Güvercinlik Vadisi, Kızıl Çukur Vadisi, Uçhisar Kalesi ve Âşıklar Tepesini görmeniz mümkündür. Kapadokya balon turuna katıldığınızda harika Kapadokya manzarası eşliğinde gün doğumunu izleyebilir ve hayatınız boyunca saklayabileceğiniz adeta kartpostal niteliğinde fotoğraflar çekilebilirsiniz.
Kapadokya’da balon turu yapabilmek için seçeceğiniz firmayla konuşup önce rezervasyon yapmanız şarttır. Rezervasyon yaptırdığınız takdirde firma çalışanları sizi kaldığınız otelden alıp eğer o gün hava koşulları elverişliyse sıcak hava balonuna bindirir. Kemerinizi bağlayıp anın büyüsüne kapılırken bir yandan da Kapadokya’nın o eşsiz vadilerini görme şansını elde edersiniz.
Kapadokya balon turu fiyatları her yıl değişim gösterebiliyor. Bu yıl Kapadokya balon ücreti kişi başı 80-90 Euro arasında değişiklik göstermektedir. Tabii bu ücrete otelden alma ve sonrasındaki çeşitli ikramlar da dâhildir.
Nox Cave Hotel olarak hem misafirlerimize hem de Kapadokya’yı ziyaret eden tüm herkese balon turu hizmeti vermekteyiz. Otelimizde kalan konuklarımız özel araçlarla alınır ve balonun havalanacağı yere kadar götürülür. İkramlarımız ve kaliteli pek çok hizmetimiz ile Kapadokya’da balon turları hakkında bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.
Bağbozumuna Katılın
Vadileri, kaleleri, toprak çeşitliliği ile bizi hayran bırakan coğrafyası ile Kapadokya, aynı zamanda üzüm bağları ve yerel üzümleriyle de ünlenen bir bölgemizdir. Bu bölgede yüzyıllardır süre gelen şarap kültürü sebebiyle her Eylül ayında Nevşehir Belediyesi tarafından Ürgüp Uluslararası Bağbozumu Festivali düzenlenir. Eylül ayında Kapadokya’ya yolunuz düşerse mutlaka bu festivale katılmalı, ikram edilen tadım ürünlerinden tatmalısınız. Ayrıca festivalde yer alan konser ve yarışmalar da tatilinizi renklendirecektir.
ATV Safari ve At Turuna Katılın
Kapadokya eşsiz vadilerle dolu bir bölgedir. Bu vadilerde bisiklet sürmek ve kamp yapmak çok keyiflidir. Bunların dışında aynı zamanda ATV safarisi için de elverişlidir. Buraya gelen turistlerin olmazsa olmazlarından biri de Kapadokya ATV turudur. Kapadokya ATV turu fiyatı ise seçimlerinize göre değişebiliyor.
Kapadokya’nın coğrafyası At turu için de elverişlidir. “Güzel Atlar Ülkesi” olarak da anılan Kapadokya’dan, at binme turu yapmadan kesinlikle dönmemeniz gerekir. Ayrıca Kapadokya at binme turunda Dalton Kardeşleri de görmeniz mümkündür. Buradaki eşsiz vadileri gezebilmeniz için harika bir fırsat olan Kapadokya at binme turlarının fiyatları ortalama